Emeginsesi Internet Radio

Counter

 

Anasayfa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

     
 

davranışlardan dolayı MSP'nin suçlanamayacağını öne sürüyordu. Konya Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyet Müdürlüğü miting için soruşturma açtı. Ankara ve İstanbul'da meydana gelen olaylarda üç kişi öldürüldü.

8 Eylül’de CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ, MSP ile yeni bir hükümet kurma girişimlerinin olmadığını bildirerek, “Henüz bu konuda hiçbir görüşme yapmadık, zaman ne gösterir bilemem” dedi. Öte yandan Oğuzhan Asiltürk, “Biz CHP'nin kuracağı bir hükümete bakanlık düzeyinde katılmayız, milli çözümü uygulayabilecek nitelikte gördüğümüz bir modeli destekleyebiliriz, programı görürüz, milli çözüm de aradığımız şartlara uyuyor ise destekleyebiliriz” diyordu. CHP'li 31 parlamenter ise, parti genel yönetimine ve örgüte gönderdikleri açık mektupta, “Kendi içinde demokrasinin işlerliğini ortadan kaldıran, tüzük hükümlerini kötüye kullanarak zor günlerin yükünü taşımış ve taşımaya kararli örgütleri görevden alarak bir merkez partisi niteliğine doğru itilen, sağa çekilen bir CHP barışın da, demokrasinin de, bağımsızlığın da toplumda savunucusu olmak olanağını ve hakkını yitirir” dediler. O gün, Konya, Adana, Gaziantep, Ordu, Bursa, Samsun, Eskişehir ve 13 kişi öldürüldü. Ve müdahale günü Edirne sınır kapısını kapatacak birlikler hedeflerine mevzilendi. İkinci Ordu Komutanı Bedrettin Demirel de tüm Kolordu Komutanlarını toplayıp müdahaleyi haber verdi.

9 Eylül’de Ecevit, CHP'nin 57. kuruluş yıldönümü nedeniyle Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin sürekli kendini yenileyebildiğini, kendisini budayarak güçlendirdiğini söyledi. Söylediklerine kendi bile inanmıyordu artık. Erbakan ise, Londra'da düzenlediği basın toplantısında, “MSP olarak azınlık hükümeti olmaya talibiz. Biz, öbür partilerin iktidarlarını nasıl dışardan destekliyorsak, onlar da pekâlâ bizi destekleyerek iktidar olmamızı kabul edebilirler. Bir kere de biz deneyelim” dedi. Türkiye’yi deney aracı sanmanın kapısını açıyordu aklı sıra. O sırada, Adana'da meydana gelen olaylarda 6, Eskişehir, Gaziantep ve Bursa'da birer, Ankara, Malatya ve İstanbul'da ikişer kişi öldürüldü. 4. Kolordu ve Ankara Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Recep Ergun, Üniversite Rektörleri, Fakülte Dekanları, Akademi Başkanları ve orta öğretim müdürleri ile bir toplantı yaptı. Müdahalenin uygulama aşamaları da o gün devreye konuldu. Durum, birlik komutanları düzeyine değin duyuruldu. Tarih ve saat 12 Eylül 04.00 olarak verildi.

10 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılacak birleşik toplantı ile Maliye Bakanı Ismet Sezgin için verilen gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmamasını tartışacak olan Millet Meclisi'nde çoğunluk sağlanamadı. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı, çeşitli eylemlere katılan MHP Yüksek Disiplin Kurulu eski yedek üyesi Abdurrahman Öncel ile 8 arkadaşı hakkında 75 yıla kadar ağır hapis cezası istedi. Doktorları yurt çapında direnişe teşvik ettikleri iddiasıyla tutuklanan Türk Tabip Odaları Birligi Merkez Konseyi Başkanı Dr. Erdal Atabek ile İstanbul Tabib Odas Sekreteri Dr. Şakir Derkut Sıkıyönetim Savcılığınca tahliye edildiler. Siirt, Eskişehir, Ankara, Ordu, Trabzon, Gaziantep, Malatya, Zonguldak ve Tekirdağ'da toplam 27 kişi öldürüldü. İçişleri Bakanlığı ile ilgili bakanlıklar üst düzey yöneticilerinin ve askerlerin de aralarında bulunduğu güvenlik yetkililerinin katıldığı Emniyet Komisyonu toplantısı yapıldı. Askerler herhangi bir konuşmada bulunmadılar. NATO’nun Türkiye topraklarında gerçekleştireceği Anvil Express tatbikatı o gün Orgeneral Sedat Güneral’ın komutasında başladı. Ve Erbakan yurda döndü.

O gün Amerika'dan yurda dönen bir başkası da Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya idi. Amerika’dan ayrılmadan önce o gün mutlaka Türkiye’ye dönmesi gerektiğini çünkü eşinin ameliyat olacağını söylemişti. ABD yetkilileri, ortada neler döndüğünü iyi biliyorlardı. Şahinkaya’nın evine “hoşgeldiniz” demek için Amerikan Büyükelçiliği’nden bir askeri görevli gönderildi. Şahinkaya ile bir süre sohbet ettiler. Görevli Bürükelçiliğe döndüğünde şu raporu verdi : “Komutanın bugün ameliyet olması gereken eşi bize çay servisi yaptı." Herşey apaçıktı...

Bir süre sonra MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in telefonu çaldı. Hatta bir asteğmen vardı ve müdahale için harekete geçilmekte olduğunu bildiriyordu. Türkeş hemen evini terketti.

11 Eylül’de Cumhurbaşkanı Vekili İhsan Sabri Cağlayangil, Konya Valisi Lütfü Tunçel'i kabul ederek, MSP'nin geçtiğimiz hafta Konya'da düzenlediği miting sırasında çıkan olaylar konusunda bilgi aldı. O sırada NATO’nun Anvil Express tatbikati aleyhinde Ankara ve İstanbul’da gösteriler yapılıyordu. Ecevit, Köroğlu Sokak’taki bürosunda ertesi gün Trabzon’da yapacağı konuşmanın metnini hazırlıyordu. Demirel, Bakanlar Kurulu toplantısına girmişti. Partisinin giderek MHP ile özdeşleştirilmeye başlamasının yarattığı sakıncaların ayrımına varmaya başlamıştı sanki. Maliye Bakanı İsmet Sezgin için verilen gensoru önergesi kabul edilirse, Erkmen’de yaptığını yapmayacak, hükümet için güven oylaması isteyecekti. Sonra da birakıp gidecekti.

Genelkurmay karargâhında gerilim egemendi. Başkan ve Kuvvet Komutanları erkenden bir araya gelip konuşmuşlar ve dağılmışlardı. Tüm eşgüdümü Harekât Başkanı Korgeneral Nihat Özer ile Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğgeneral Fikret Küpeli sağlıyorlardı. Öğlen, komutanlar yeniden Genelkurmay’da buluştular. Ege Ordu Komutanı Haydar Saltık da onlara katılmıştı şimdi. Zorunlu ziyaretçiler dışında kimse kabul edilmeyecekti karargâha bu andan sonra.

 

11 Eylül unutulacak gün değildi. Salvador Allende 1970 yılında seçimle işbaşına gelmiş Şili'nin ilk sosyalist Başkanıydı. 11 Eylül 1973'de Moneda Başkanlık Sarayı Kara Kuvvetleri Komutanı Pinochet tarafından bombalanmıştı. Allende, Başkanlık Sarayı'na saldıran askerlerle çatışırken öldürülmüştü.

Sonra faşist Pinochet işbaşina gelmişti. Hava, Donanma ve Ulusal Polis birlikleri komutanlarindan bir cunta kurmuştu. Anayasayi yürürlükten kaldirmiş, siyasi partiler ve kitle örgütlerini kapatmiş, meclisi feshetmişti.

Demokratik güçler ve sosyalistlerin ezilmesi için ülkede sürek avı başlatılmıştı. Üç yılda 130 bin kişi tutuklanmış, bir yıl içinde 30 bin kişi öldürülmüştü. Cuntanın başı faşist diktatör Pinochet 1978 yılındaki seçimlerde demokrasiye döndüğünü ilan ederken kendini zorla Başkan seçtirmiş, bir Anayasa yaptırıp halkoyuna sunmuş ve zorla kabul ettirmişti.

Şili halki, 11 Eylül 1973 tarihini hiç unutmamıştı. Bugün üzerinden yedi yıl geçmişti. Geçmiş acıların ve faili meçhul cinayetlerin hesabını sormak için mücadeleye karar vermekte, analar çocukları için meydanlarda toplanmaya başlamakta, halk giderek örgütlenmekteydi. Faşist diktatörden hesap sormaya kararlıydı. Geleceğini, tarihi ile hesaplaşıp yeniden oluşturacaktı.

Geçmişi ile hesaplaşması hep zor yolu ile engellenmiş toplumların önünü hep kendi Pinochet’lerinin müdahaleleri keserdi. O 11 Eylül günü Türkiye’de hazırlığı yapılmakta olan müdahale de buydu.

 

Öğleden sonra Demirel Başbakanlık Konutu’ndaydı. Silahlı Kuvvetler’in bir eylem hazırlığı içinde olduğuna ilişkin duyumlar almaya başlamıştı. Savunma Bakanı Ahmet İhsan Birincioğlu ile İçişleri Bakanı Orhan Eren’i çağırıp durumu araştırmalarını söyledi. Cumhurbaşkanı Veliki Çağlayangil’i de arayıp Genelkurmay’ı bir yoklamasını istedi.

Ecevit, CHP Yönetim Kurulu’nun delege seçimleriyle ilgili toplantısını düşünüyordu. Eninde sonunda erken seçime gidilemesi gerektiğini nihayet anlamış gibiydi. Milletvekili adaylarını belirleyecek delegelerin seçimi bu nedenle önem kazanıyordu. Gensorular nedeniyle Ankara’da kalmaya zorlanmış Milletvekilleri ise bir an önce seçim bölgelerine gitmek istiyorlardı. Ecevit durmadan çay ve sigara içiyor, tikleri giderek yoğunlaşıyordu.

Saat 17.00 dolaylarında Genelkurmay Başkanı Evren, haftalık olağan görüşmesini yapmak için Çankaya Köşkü’ne çıktı. Huzursuzdu ama belli etmemeye özen gösteriyordu. Çağlayangil, bir sıkıntısının olup olmadığını sordu. Evren, olmadığını söyledi ve günlük olayları konuştuktan sonra gitti. Çağlayangil, Demirel’i aradı ve Genelkurmay Başkanı’nda herhangi bir normal dışı tutum görmediğini söyledi.

O sırada, Genelkurmay’da görev dağılımı yapılıyordu. Müdahale anında kimin nereye el koyacağı, direnme olursa bu noktaları kimin temizleyeceği, el konulacak gizli belgeleri kimin koruyacağı saptanıyordu. Bakanlılar, J Başkanlıklarına bölüştürülmüştü. Bunların eşgümüyle Tuğgeneral Sinan Bilge görevlendirilmişti. Bir süre sonra müdahalenin aksaksız yürümesi için kilit kuruluşlar olarak varsayılan TRT ve PTT Genel Müdürleri bir gerekçe uydurularak Genelkurmay’a çağırıldılar ve durum kendilerine

Devami

 

 

 

 

 

 

 

 

 

   

 

 

herhangi bir sorun cikarsa E.Mail.Yaziniz

Free Web Hosting